Zonguldak Belediyesi, Zonguldak ve Havalisinin en eski Belediyelerinden biri.
Ancak, bu eskiliğini ‘tecrübe’ olarak hizmete yansıtacağı yerde, ‘çekişme’ ve ‘’kulis’ olarak yansıtıyor. Dolayısıyla bu durum, hem içerde personele hem de dışarda vatandaşlara olumsuz olarak yansıyor.
Gün geçmiyor ki, bir sorun çıkmasın.
Kaçak yapı, kaçak su, meclis üyelerinin birbirine sataşması, partililer ile meclis üyeleri arasında çatışma vs…
Aslında, hem İller Bankası gelirleri hem de belediyenin gelirleri ile yapılmış ve yapılacak olanlar, yörede yaşayanların moralini düzeltecek nitelikte.
Gerçekten de park ve bahçeler müdürlüğü ve parke yolların yapımı, kanalizasyon hizmetlerindeki başarı, bir türlü öne çıkartılamıyor. Çıkartılsa bile ortadaki olumsuz görüntüler, insanların daha çok gözüne batıyor.
Siz istediğiniz kadar park ve bahçelerin çalışmasını, kanalizasyon konusundaki hizmetleri, mahallelerde ki parke yol yapımlarını öne çıkartın; çarşı içindeki seyyarların kötü görüntüsü ve kaçak yapı konularındaki seslerin çarşı-pazar olması insanların moralini bozuyor.
Görüntü itibarıyla Zonguldak Belediyesinde, bir dirayet ya da irade sorunu var. Her kes kendi başına buyruk. Herkes kendine göre haklı ve kendine göre taktik geliştirip, hedefine göre çalışma yapıyor.
Zabıta ‘görüntü’ olarak var. Ancak, piyasada denetim olarak yok. Denetimin olmadığı yerde, insanların hoşnut olmadığı olayların yokluğundan bahsedilir mi?
Belediye’nin etkinliğinden bahsedilmesi için, disiplinin üst düzeyde olması gerekir. Bununda göstergesi, sokağa yansımış haliyledir.
Disiplinin olduğu yerde, dedikodu- fitne- ficur olmaz. Yapılan bir yanlışın üzerine gidilir.
Aslında, belediye’nin disiplinsiz görüntüsü arkasındaki gerçeklerden biri de, Belediye de iktidar olan yönetimin arkasındaki siyasi partidir. Siyasi parti, belediyedeki gelişmelere anında müdahale ederse, eksik ve aksaklıklar azalır.
Görünen odur ki, Zonguldak Belediyesi içindeki olumsuz gelişmelere, çarşı- Pazar olduğu kadar rahatlıkla müdahale edilemiyor.
Siyasi parti, gurup toplantılarına bile müdahale edemediği için, grupta konuşulan birçok konu, belediye meclisine geliyor ve reddedilip çıkıyor.
Olayın vahameti burada. Disiplinsizlik göze batınca gerisi çorap söküğü gibi geliyor. Aynı parti çatısı altında seçime girip, meclis üyesi seçilenler, maalesef birbirinin kuyusunu kazıp, eleştirilerini yapıcı değil, yıkıcı olarak yapıyorlar.
Eleştirinin ötesinde, oylamalarda grup kararı gibi bir parti içi ’olgu’yu reddedip, kendilerini yaralıyorlar.
İşin ilginç yanı, arkalarında olması ge8neken parti yetkilileri de iç bölünmüşlüğün verdiği ‘haz’la olaya bölücü dağıtıcı nitelikte müdahale ediyorlar.
Örneğin; ‘ihraç’ konusu keyfe keder işleniyor. Keyfe keder ortaya atılıyor, erteleniyor…
Tüm olanlar ’çıplak gözle’ izlendiğinde, tarihi yapısı itibarıyla olması, gereken ‘tecrübe’ diliminin azlığı- yokluğu net olarak görülüyor.
Sebep mi?
Tabii ki, ahlaki erozyon. Yani ahlaki yozlaşma.
Bu yozlaşma, sadece Zonguldak Belediyesinin görünün yüzü değil. Tüm kurum ve kuruluşlarda ayan beyan gözüküyor. Ancak, kendini koy vermiş kurum ve kuruluşlarda biraz daha net gözüküyor.
Bunu sadece ‘muhalefet’ partili bir Belediye’nin görüntüsü olarak almakta doğru değil. Bu gün Muhalefet Partili Belediye’nin başında ise yarın iktidar Partili Belediyenin başına gelecektir.
Bu gün, İktidar Partisi’nin bazı belediye Başkanlarının görevden el çektirmesinin sebebi tam da budur işte.
|